Mimarinin yaşanmasında ışık önemli bir rol oynar. Aynı oda, duvarlarındaki açıklıkların boyutlarının ve yerleşimlerinin değişmesi sonucu çok farklı mekansak izlenimler verebilir.
Aydınlatma açısından gruplandırabileceğimiz üç tip mekan vardır :
1. Aydınlık açık mekan
2. Tepeden ışık alan mekan
3. Yan tarafından ışık alan mekan
Işığın her yönden girdiği aydınlık açık mekana, tarih boyunca çeşitli çağlarda, özellikle sıcak iklimli ülkelerden örnekler bulabiliriz. Bu tip mekan Güneş'ten korunmak amacıyla sütunların üstüne yerleştirilen bir çatıdan oluşur. Buna ise verebileceğimiz en güzel örnek Cadillac kasabasında ki kapalı bir pazar yeridir. Pazarın çevresindeki evleri geçen çok yüksek bir tavanı vardır. Bu durum sonucu olarakta içerisi çok aydınlıktır.
... Kusursuz ışık ile anlatılmak istenen şudur : Çoğu kimse için kusursuz ışık yalnızca bol ışık anlamına gelir. Bir şeyi yeterince iyi görmezsek daha fazla ışık isteriz. Oysa çoğu Zaman bunun yeterli olmadığını görürüz. Çünkü ışığın niteliğinden çok niceliği önemlidir.
Algılamanın doğru ve net bir şekilde olabilmesi için gönderilen yoğunlukta, ışık yönünde doğru olarak belirlenmelidir.
Tepeden aydınlatılan ve geri kısmı tamamıyla kapalı alanlar vardır ve bu tür alanlara en güzel örnek şüphesiz Roma'daki Pantheon'dur. Dış dünyanile bağlantı sadece tepesinde bulunan delik yardımı ile sağlanacaktır. Güneş ışığının eğik bir huzme şeklinde içeri girdiği zamanlar dışında ışık mekana eşit şekilde yayılır. Yine tek bir kaynaktan belirli bir doğrultuda düştüğü için gerçek gölgeler oluşturulur. Kare ve daire biçimindeki mermerlerle döşenmiş zemin tepeden gelen ışığın çoğunu alır ve en karanlık noktaları bile aydınlatacak şekilde yansıtır. Böylece hiçbir noktada simsiyah bir gölge oluşmaz.
Birde yalnızca yandan aydınlatma yöntemi vardır. Bu aydınlatma yöntemine ise verilebilecek en güzel örnek eski Hollanda evleridir. Tipik eski bir Hollanda evi derinliği fazla, yüksek ve dar kalkan duvarı olan bir binaydı. Alt katlar yaşama alanı olarak, üst katlar ise ihtiyaç duyulan malzemeleri depolamak amacıyla kullanılırdı. Yeterli ışığın girmesini sağlamak amacıyla kalkan duvarın alt kısmına birçok büyük pencere yerleştirilmişti.
Bizler bu ışık konusunu sadece mimarlarda değil o dönemlerin ressamlarında da çok rahat görebilmekteyiz . Bazısı orada dramatik bir durumu canlandırırken diğer tarafta saydamlığı seven ressamların berrak ışık kullanımlarını görmek oldukça mümkünüdür.
Sonuç olarak gün ışığının sanatçılar için ne kadar üstün bir ifade aracı olduğunu net bir şekilde anlamak ve anlatmak mümkündür.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder